Photo of hesitant unshaven male clasps hands with hesitation, has clueless expression, doubts what to do, dressed in checkered shirt, stands against white background. People and confusement concept 24 Kas 2023
Kaygıyla İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar Nelerdir?

BY: admin

Genel

Comments: Yorum yapılmamış

Ruh sağlığı sorunları, toplumumuzda giderek daha fazla önem kazanıyor. Ancak kaygı gibi yaygın bir konu ilgili olarak mevcut bir dizi yanlış anlama ve etiketleme mevcut. Kaygıya dair oluşmuş yanlış inançların yanı sıra kaygı yaşayan kaygıyla mücadele eden bireylere yönelikte yaygın yanlış inançlar dizisi karşımıza çıkmakta.
Bu yazımda; kaygının toplumda nasıl algılandığını ve yanlış algılara yönelik daha sağlıklı bir perspektif geliştirmeyi amaç edinmiş keşif yolculuğuna gelin birlikte çıkalım.

Kaygı Nedir?
Olasılıklar yani önümüzde uzanan ama henüz kat etmediğimiz ya da deneyimlemediğimiz için ne olduğunu bilemediğimiz yollar kaygı içerir. İnsan, doğası gereği geleceği bilemez, hayatta zorlanmalar ve sıkıntılar yaşar. Böyle bir yaşamda kaygı duymak kaçınılmaz bir durumdur. Aynı diğer duyguların yaşanmasının kaçınılmaz olduğu gibi. Sağlıklı kaygı bilinenin aksine tamamen olumsuzlukları beraberinde getiren bir duygu durumu değildir. Sağlıklı kaygının, insanın varlığını sürdürebilmesi için, tehlikelere karşı pozisyon alma açısından önemli bir işlevi olduğunu söylemek burada yerinde olacaktır. Bir farklı tanımla organizmanın yaptığı her şey yaşamı sürdürme çabasının farklı biçimleri ise kaygı da bu biçimlerden sadece biridir.

İnsan Neden Kaygılanır?
Kaygıya neden olan şey aslında kişisel anlamlardır. Korkulan şey herkes için aynı tehdidi oluşturabilir, fakat kaygıyı bireylerin kişisel düşünceleri ortaya çıkarır. Bir öğrencinin yaşadığı sınav kaygısını düşünelim. Sınava girmeden daha günler önce başlayan olumsuz duygu durumları, beden belirtilerini sınav anı bittikten sonraya kadar uzanan bir süreçte yaşadığına şahit oluyoruz. Aynı sınava, aynı yaş grubundan bir çok kişi girmesine rağmen, tüm adayların bu belirtileri göstermediğini de fark ediyoruz. Burada sınav başlı başına bir kaygı durumu değildir, sınavla ilgili kişinin zihinde oluşmuş anlamlar, düşünceler kaygı oluşturur, desem ne düşünürsünüz? Düşünce sistemimiz ve olayları nasıl algıladığımız duygularımızı etkileyen, çevreleyen parçalardır. Dolayısıyla kaygı dışardan gelmez, kaygı çoğu zaman insanın kendisidir. Bilişsel Davranışçı Terapiler veya danışana uygun sunulmuş uygun psikoterapi yöntemleri ile bu inanışların değişmesi, yerine yeni, sağlıklı ve işlevsel inançların oluşturulması mümkündür. Özellikle nevrotik kaygılar yaşayan kişiler için psikoterapi eşsiz bir keşif yolculuğu ve dönüşüm getirmektedir.

Kaygı ile Mücadele Eden Bireylere Yönelik Yaygın Yanlış İnançlar Nelerdir?
Kaygıya dair yanlış inançları ele almak, toplumda kaygı hakkında daha doğru bir anlayış geliştirmek ve kaygı ile mücadele eden bireylere destek sağlamak açısından önemli bir adım olacağına inanıyorum. İşte bunlardan bir kaçı…

1. “Sadece Zayıf İnsanlar Kaygı Yaşar”: Kaygı bozukluğu olan bireylerin güçlü olmamakla suçlanmasına neden olan bu yaygın yanlış inanç, bireylerde güçlü olmalıyım baskılanmasıyla daha kompleks duygu durumlarına sebep olmaktadır.
2. “Sadece Büyük Sorunlar Kaygı Yaratır”: Küçük problemler veya günlük endişelerin de kaygıya neden olabileceğini anlamamak kişide yanlış mı yapıyorum inancını arttırmaktadır.
3. “Sadece Zihinsel Bir Sorun, Fiziksel Etkisi Yok”: Kaygının sadece zihinsel bir durum olup, fiziksel sağlık üzerinde herhangi bir etkisi olmadığına dair yanlış inançlar. Kaygı beden belirtilerini beraberinde getirir.
4. “Bunu Atlatabilirsin, Yeterince Çabalarsan Geçer”: Nevrotik Kaygıların sadece kişinin iradesi ve çabasıyla geçebileceğine dair yanlış bir beklentidir.
5. “Yalnızca İçe dönük Kişiler Kaygı Yaşar”: Dışa dönük bireylerin de kaygı yaşayabileceği gerçeğini göz ardı eden bu yanlış inanç. Kaygıyı her birey yaşamaktadır.
6. “Kişiye Sadece Sosyal Durumlar Kaygı Yaratır”: Kaygının sadece sosyal durumlardan kaynaklanan bir sorun olduğuna dair yanlış inanç. Kaygı her durumda gelişebilir.
7. “Nevrotik Kaygılar Geçici Bir Durumdur”: Kaygı bozukluğunun kronik bir durum olabileceği gerçeğini göz ardı eden bu yanlış inanç gecikmiş tedavi ile bireyin yaşadığı psikolojik tahribatı artırmaktadır.
8. “Yardım İstemek Zayıflık Belirtisidir”: Profesyonel yardım almanın, zayıflık değil, aksine güçlülük ve sağlıklı bir adım olduğuna dair farkındalıklar, bireyin daha mutlu yaşamasına adım atma cesaretini yükseltmektedir.
9. “Sadece Dikkat Çekiyorsun!”: Kaygı yaşayan bireylerin dikkat çekme veya dramatize etme amacıyla bu durumu yaşadığına dair yanlış inançların baskılamış olduğu bireyler, kaygıyı anlamlandırmak ve sağlıklı hale getirmek konusunda çok daha zorlanmaktadır.
10. ” Sadece Trajik Olaylar Kaygı Yaratır”: Günlük stres, travma sonrası stres bozukluğu olmadığı sürece kaygıya neden olmaz düşüncesi insanın sağlıklı yaşama hakkına vurulmuş bir baltadır. Her yaşam tek, her insan biriciktir.

Bu alt başlıklar, kaygıyla mücadele eden bireylere yönelik yaygın yanlış inançları ele alarak, bu inançların gerçeklikle uyumsuz olduğunu ve bu tür yanlış anlamaların bireylerin kaygıyla baş etmelerini zorlaştırabileceğini vurgulamak için sunulmuştur.

Gerçekleri Aydınlatarak Huzurlu Bir Yaşama Adım Atın,
İçsel huzurunuzu bulmak ve daha sağlıklı bir yaşam için bize katılın…

Bir cevap yazın