Çocukluk ve Ergenlik Dönemi Neden Önemlidir?
Çocukluk dönemi; ilk sosyal çevre ile ilişki kurma, yeteneklerin farkına varma, yaşam boyu sürecek olan eğitim hayatına adım atma gibi çocuğun kendini ve çevresini tanıması sürecidir. Ergenlik dönemi ise; kimlik oluşumunun gerçekleşmesi için ergen olan bireyin, yaşamda arayışlar içinde olması, ailesinden gittikçe bağımsızlaşmaya başlaması, bu arayışlar ve bağımsızlaşma sürecindeki krizleri sağlıklı bir şekilde yetişkinliğe adım atacağı çözümlemeler oluşturma sürecidir. Bireyin yaşam serüveninde rol oynayan en önemli iki gelişim dönemleri, çocukluk dönemi ile ergenlik dönemleridir.
Çocuk ve ergen danışmanlığı, bu dönem içinde meydana gelecek veya gelmiş birçok problemlerle çalışan psikolojik danışma hizmetidir. Bir çocuk veya ergen ile bir danışman bu süreci interaktif bir şekilde yürütür.
Çocuk veya ergen bir birey, yaşamda var olurken, henüz gelişimini tam anlamıyla tamamlayamadığı için ailenin desteğine ihtiyaç duymaktadır. Bu sistemik ve gelişimsel bakış açısıyla çocuk ve ergen danışmanlığında ailenin çocuk veya ergen üzerindeki etkisi, çocuk veya ergen ile birebir yürütülen görüşmelerde uygulanan teknikler ve psikolojik testler ile belirlenir. Danışmanlık süreci yürütülürken görüşme aralarında aileye verilmesi gereken psikoeğitim ihtiyacı doğabilir. Durum böyleyken çocuk ve ergen danışmanlığı içinde sık sık aile ile hem bilgilendirici görüşmeler hem de sürece aileyi dahil eden etkinlikler düzenlenebilmektedir.
Çocuk veya Ergen ile Danışma Sürecinde Nasıl İş Birliği Kurulur?
Bazı problem alanlarında çocuk veya ergen arasında terapiye gelme konusunda iş birliği sağlanabilmektedir. Bazen hatta çoğunlukla ailenin gözlemlediği ve aile içinde çocuk ve ergene yönelik problemlerin olduğu düşünüldüğü durumlarda, aile çocuğunu terapiye getirme konusunda tek taraflı karar alabilmektedir. Böyle bir durumda, çocuk danışanlarla iş birliği kurabilmek için; ebeveynin terapiye başlamadan önce çocukla yapacağı bilgilendirici ve açıklayıcı konuşmalar yapması gerekli görülmektedir. Konuşmanın içeriği, çocuğun sorununa ve kişiliğine odaklanmadan gerçekte yaşanılan problemin açık ve net bir şekilde konuşulması ve bir problemin çözümü için psikolojik destek alınması gerektiğini düşündüklerini ifade etmelidirler. İfade edilen dil, çocuğun gelişimine ve yaşına uygun somut örneklerle açıklanabilecek şekilde olmalıdır.
Ergen danışanlarla ise, yaşanılan problem ve terapi süreci hakkında yine sorunun tamamen ergenden kaynaklandığını yansıtmadan yeterli bir konuşma yapmak iş birliği açısından faydalı olacaktır.
Ergenlik dönemi özellikleri gereği aile ve ergen arasında gerilim ve çatışmanın yüksek olduğu bilinen bir durumdur. Bu sebeple iş birliği kurmak, Ergen Danışmanlığı’nda önemli bir başlangıçtır. Terapi sürecinde kurulacak terapötik ilişkiyi ve iş birliğini en üst düzeyde sağlayabilmek için; danışma oturumlarına başlamadan önce gerçekleştirilen ön görüşme sürecine bir danışman, anne-baba ve ergen dahil olmaktadır. Önce ergen, ebeveyni ile birlikte görüşme içerisinde bulunmakta daha sonra ise ergen ile danışan birebir ön görüşme sürecini tamamlanmaktadır.
Çocuklarla Çalışılan Danışmanlık Konuları Nelerdir?
0-2 yaş bebeklik döneminden sonra çocukluk dönemi çağları, 3-6 yaş grubu çocukları için ilk çocukluk, 7-11 yaş grubu çocukları için ikinci çocukluk olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu ayrım çocuğun fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimi açısından farklılık göstermesinden kaynaklanır. Eğitim kademesi olarak 3-6 yaş grubu okul öncesi çağındaki çocuklar iken 7-11 yaş ise ilkokul çağındaki çocuklardır. Çocuk 3 yaşından itibaren, tuvalet eğitiminin kazanılması, okul öncesi veya kreş deneyiminin yaşanması, sosyal arkadaş çevresinin fark edilmesi, sosyal oyunlar oynaması ile çocuğun hayatında ilk ayrışma süreci başlamış olur. Bu yaş dönemi, çocukların zihninde yaşanılan olumsuz olaylar, ailenin dinamik yapısı ve dış dünyada karşılaştığı problemler çözülemeyecek kadar karmaşık olabilir. Çocuk zihni, yetişkin bir bireyin zihni gibi değildir. İlk çocukluk çağlarında çocuğun yaşadığı problemler, problemlere çözüm üretmekte deneyimsiz olması ve soyut düşünme becerilerini henüz kazanmamış olması, genel olarak davranış problemleri şeklinde gözlemlenir.
Bu davranış problemleri ve çocuk danışmanlığı konuları aşağıdaki şekilde çeşitlenmektedir.
• Öfke yönetimi
• Saldırganlık
• Alt ıslatma
• Kaka kaçırma
• Yalan söyleme
• Tırnak yeme
• Parmak emme
• Zarar verme
• Kardeş kıskançlığı
• Uyumsuzluk problemleri
• Ebeveyn ile bağlanma problemleri
• Korku ve kaygı bozukluğu
• Okul fobisi
• İletişim sorunları
• Yeme bozukluğu
• İzinsiz eşya alma davranışı
• Çocuk mastürbasyonu
• Tik bozuklukları
• Fobiler
• Seçici konuşmazlık
Ayrıca çocuğun yaşamındaki travmatik anılar, ebeveynin boşanma süreci, çocuğun kayıp yaşaması, yas süreci ve çocuk istismarı konuları da çocuk danışmanlığında çalışılan psikotik durumlardır.
Ergenlerle Çalışılan Danışmanlık Konuları Nelerdir?
Ergenlik dönemi 12-18 yaş grubu arasındaki ergenleri kapsamaktadır. Ergenlik çocukluktan birey olma yolunda gelişim gösteren bir geçiş süreci olarak tanımlanmaktadır. Geçiş süreçlerinin sancılı olması, gelişim için gerekli görülmektedir. Bu geçişin sağlıklı bir şekilde tamamlanması, çatışma ve problemlerin, ergen ve ebeveyn tarafından akılcı ve doğru bir şekilde yönetilmesine bağlıdır.
Ergenlik döneminin özellikleri, her ergende ve ailede farklı yansımalarla kendini göstermektedir. Bu yansımalarla birlikte ergen ve ailenin bu süreçte zorluklar yaşamasını; ailenin sorun çözme becerileri, ergenin çocukluk döneminde deneyimlediği olumlu ve olumsuz yaşantılar, ergenin kişilik yapısı, ailenin tutum ve iletişim dinamiği gibi değişkenler çok fazla etkilemektedir. Ergen danışmanlığı süreci, ergenin yaşadığı problemin derinlemesine araştırılmasını ve sosyal bağlamda ergeni etkileyecek ve geliştirecek her bir değişkenin ele alınarak problemin çözülmesini hedeflemektedir.
Ergen danışmanlığı konuları aşağıdaki şekilde sıralanabilir.
• Dikkat Eksiliği ve Hiperaktivite Bozukluğu(DEHB)
• Öfke yönetimi ve stres
• Sınav kaygısı
• Problem çözme ve baş etme becerilerinde eksiklik
• Özgüven eksikliği
• İletişim problemleri
• Uyum problemleri
• Uyku problemleri
• Kendine zarar verme
• Yeme bozuklukları
• Kaygı bozuklukları
• Takıntılar ve obsesif kompulsif bozukluklar
• Teknoloji bağımlılığı
• Sosyal kaygı ve içe kapanma davranışı
• Konsantrasyon problemleri
Terapiye başvuru konularından biri de çağımızın en önemli problemi haline gelmiş, çocuk ve ergenlerin yaşam becerilerini sürdürmesine engel olan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ’dur(DEHB). Çocuklarda altı yaşından sonra uygun gözlem araçları ve testlerle tanılanıp tedavisi mümkündür. Altı yaşından önce Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun belirtileri çocukta gözlenebilir ancak gelişim özellikleri ile karıştırılması söz konusu olduğu için kesin tanı koymak uygun değildir. Ayrıca bu bozuklukla ilgili üç tip çeşitlilik söz konusudur. Dikkat Eksikliği, Hiperaktivite ve her ikisinin de eşlik ettiği üçüncü tip bozukluk vardır. Çocuk ve ergen yaş grubunda özellikle beliren bu sorunun kesin ayrımını yapmak, geliştirilecek ve tedavi kapsamına alınacak yönün belirlenmesi ve aileye sunulacak önerilerin sağlıklı ve doğru olabilmesi için önemli adımdır.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu(DEHB) şüphesi olan veya tanısını almış danışanlarda ilaçsız ve kalıcı çözümler sunulabilmektedir. Attentioner DEHB Dikkatimi Topluyorum programı ile; 7-18 yaş grubu danışanlarda dikkat artırma, dikkat becerileri geliştirme, uyarıcılara rağmen dikkati sürdürme, hiperaktivite ve dürtüselliği kontrol altına almak mümkündür. Tamamen yapılandırılmış, geçerlik ve güvenirliği kanıtlanmış, ilaçsız ve kalıcı sonuçlar sunan nörogelişimsel tabanlı bir programdır. Program, danışanlarla bire bir çalışırken paralelinde aile oturumları ile ev içi aktiviteler ve egzersizler sunarak süreci desteklemektedir. Yapılan araştırmalarda ve psikolojik destek sürecinde deneyimlediğimiz şudur ki Attentioner DEHB programı ile Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu yaşayan çocukların program sonunda dikkat becerilerinde ciddi artış gözlenmiştir.
Bu çalışma alanlarına ek olarak ergen bireyin içinde bulunduğu dönemi rahatlıkla geçirebilmesi için psikolojik destek alması her açından faydalıdır. Psikolojik destek kapsamında, özgüven geliştirme, motivasyon sağlama, olumlu davranış geliştirme, zaman yönetimi, problem çözme ve empati kurabilme gibi birçok davranış ve beceriler geliştirilmektedir.
Çocuk ve Ergen Danışmanlığı’nda Kullanılan Yöntem ve Teknikler Nelerdir?
Davranış problemlerinin çözümünde birçok farklı teknik kullanılmaktadır. Çocuk ve Ergen Danışmanlığı sürecinde farklı yöntem ve teknikler, çocuğun problemi ve yapısına uygun bir şekilde kullanılmaktadır. Ayrıca çocuk ve ergenlerin kendisi, ailesi ve çevresi ile ilgili genel eğilimleri ve tutumları hakkında bilgi toplayabilmek, gelişimsel, zihinsel, fiziksel ve sosyal beceri alanlarını ölçüp doğru tanı değerlendirme ve yönlendirme yapabilmek için psikolojik testlere başvurulur.
Bu yöntemler ve psikolojik testlerin bazıları aşağıdaki şekildedir.
• Attentioner DEHB ile Dikkatimi Topluyorum Programı
• Moxo Dikkat Testi
• Oyun terapisi
• Çocuk ve ergenlerde bilişsel davranışçı terapi
• Çocuk ve ergenlerde psikolojik sağlamlık programı (Çepsp-101)
• Ankara gelişim tarama envanteri
• Denver II gelişimsel tarama envanteri
• Metropolitan okul olgunluğu testi
• Frostig görsel algı ve zekâ testi
• Bender gestalt görsel motor algılama testi
• Goodenough-harris bir insan çiz testi
• Beier cümle tamamlama testi
• Cattel zekâ testi