asian-kid-is-playing-jenga-wood-blocks-tower-game-practicing-physical-mental-skill_800x450 06 Şub 2022

BY: admin

Genel

Comments: Yorum yapılmamış

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu(DEHB) Nedir?

DEHB (DiKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU) NEDİR?

Dikkat eksikliği veya dağınıklığı, hiperaktivite ve dürtüsellik olarak 3 boyutlu tipi olan nörogelişimsel bir bozukluktur. Erken çocukluk çağı sorunu olduğu bilinmekle birlikte çocuklar için yaygın bir bozukluk olduğu istatiksel verilerde belirgindir. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğuna detaylı geçmeden önce ailelerin merak konusu içinde olduğu Neden olur? Sorusuna bir göz atalım.

Dikkat Eksikliği ve Hiperatikvite Bozukluğunun Nedenleri Nedir?

Konuyla ilgili yapılan çalışmalar genetik, sosyalizasyon, beynin hasar görmüş olması, çevresel etkenler ve sosyo-ekonomik düzey başlıkları altında toplanmaktadır. Her başlık altında bazı geçerli bulgular bulunmasına rağmen tek ve tipik bir sebebe bağlamak doğru olmamıştır. Bu yüzden Dehb’in neden oluştuğu tam olarak bilinmemektir. Ancak bulguların yüksek olan etmenlerine bakarsak; genetik faktörlerin etkili olduğunu söyleyebiliriz. Şöyle ki; annesi, babası veya kardeşi Dehb tanısı almış bireylerde bozukluğun olma olasılığı da yükselmektedir. Bu bulgu nörolojik kaynağın önemli bir neden olduğunu bize gösterir. Beyin hasarı almış kişilerin yine belli kısmına Dehb tanısının konulmuş olması, nedenlerinden birine daha işaret etmektedir. Ayrıca sosyalizasyon ve çevresel faktörler olarak bahsedilen durumlar ise; doğum anı travmaları veya doğum problemleri, erken bebeklik ve çocukluk çağında özellikle beyin gelişiminin önemli olduğu dönemlerde birçok olumsuz yaşantıya maruz kalmak, ihmal ve istismar edilmek, sosyo-ekonomik düzeyin düşüklüğü ile sürekli baskı altına alınmaktır. Dehb tanısını alan bireylerin klinik değerlendirmelerinde bu nedenlerin yine belirgin oranda etkili olduğunu söylememiz mümkündür.

Dehb’in 3 Tip Bileşeni:

  1. Dikkatsizliğin belirgin olduğu tip: Dikkat dağınıklığı ve eksikliğin yaygın belirtileri vardır. Hiperaktivite gözlense bile tanı alacak düzeyde değil seyrektir.
  2. Hiperaktivite ve dürtüselliğin belirgin olduğu tip: Aşırı hareketliliğin yaygın belirtileri vardır. Dikkatsizlik gözlense bile tanı alacak düzeyde değil seyrektir.
  3. Birleşik tip: Hem dikkatsizliğin hem aşırı hareketliliğin aynı anda ve tanı alacak şiddette var olmasıdır.

Yukarıdaki ayrımdan anlaşıldığı gibi Dehb sadece dikkatsizlik veya sadece aşırı hareketlilik değildir. Çocuklarda aşırı hareketlilik olmadan da dikkat eksikliği eşlikçi olabilmektedir. Klinik verilere göre Dehb’in en yaygın görülen türü ise birleşik tiptir. Ayrıca erkeklerde kadınlara oranla daha sık rastlanmaktadır. Çocuklarda görülme oranı %5-10 arasında iken, yetişkinlerde %4-8 oranlarında görülmektedir.

Dehb’in Belirtileri Nedir?

  • Okul ve ev ödevlerinde sık sık hatalar yapma, ayrıntıları çoğu zaman kaçırma,
  • Aktivite planlamada zorluk yaşama,
  • Kendine verilen görevleri yerine getirmede zorluk yaşama, tamamlayamama,
  • Diğerleri konuştuğunda dinlemiyormuş gibi görünme,
  • İşleri verilen süre ve yönergelere göre yapmakta güçlük yaşama,
  • Dikkat süresinin kısa olması,
  • Çevredeki uyarıcılarda kısa süreler içerisinde geçiş sağlama, uzun süre bir uyarıcı üzerinde kalamama,
  • İşlerden ve ödevlerden kaçınma, erteleme, isteksiz olma
  • Günlük işlerde sık unutkanlık yaşama,
  • Yerinde oturamama, sürekli gezinme isteği duyma,
  • Elin ve ayağın boş durmaması, oturduğu yerde dahi kıpırdama,
  • Çok fazla konuşma,
  • Beklemekte güçlük yaşama(bir şeyi hemen elde etmek, sıra bekleyememek),
  • Soru bitmeden cevaplamaya çalışma.

Sıralanan bu belirtilerin belli çoğunluğunun en az 6 ay sürmüş olması, sürekli olması ve birden çok ortamda gerçekleşiyor olması çocukta Dehb olduğu ihtimalini doğrulamaktadır. Aileler veya öğretmenler, bu davranışlara sıkça rastlıyor ise hemen uzmandan yardım alınması gerekir.

 

Dehb Tanısı Ne Zaman ve Kimler Tarafından Konur?

Dehb’le ilgili en önemli sorulardan ve ayrımlardan biri tanının ne zaman konulacağıdır. Nörogelişimsel bir bozukluk olması nedeniyle çocuklarda 3 yaşını doldurduktan sonra belirtileri fark edilebilir. Ancak tam tanı alması için çocuğun 6 yaşını doldurması gerekir. Çünkü 3-6 yaş okul öncesi dönem çocukları için dikkat sürelerinin kısa olması, hareketlilik düzeyinin ve huzursuzluğun yüksek olması, gelişimsel dönem özellikleri olabilmektedir. 6 yaştan önce çocukta dikkatsizlik, dürtüsellik ve hiperaktivite belirtileri görülebilir ancak tanı için 6 yaşı beklemek doğru ve sağlıklıdır.

Tanı ile ilgili zamanlamaya yer vermişken tanıyı kimin koyacağı tabi ki önemli bir diğer konudur. Dehb tanısı; psikiyatristler, psikologlar, psikolojik danışmanlar olarak alanda eğitimini almış ruh sağlığı uzmanları tarafından konulmalıdır. Tanı için çocuğun yaşına ve gelişimine uygun olan dikkat ölçme araçlarının kullanılması güvenilir sonuçlar vermektedir. D2 testi ve Moxo Dikkat Testi başvurulan başlıca ölçme araçlarıdır. Dehb’in kendini birden çok ortamda(ev, okul, vs.) gösterdiğini göz önünde bulundurduğunuzda ailenin ve öğretmenin gözlem ve görüşünü almak klinik değerlendirmeyi güçlendirecektir.

Dehb’in Tedavisi Nedir?

Genetik yatkınlık ve nörogelişimsel bozukluk olmasından dolayı, Dehb’in tedavi ile tamamen son bulacağı kanısı uygun değildir. Psikiyatristler tarafından öngörülen uygun muayeneler sonucu bazı hormonsal düzensizlikleri dengelemek amaçlı tıbbi ilaçlar verilmektedir. Ancak ilaçla tamamen çözülen bir sorun olmayan dengeleme sağlansa dahi bireyin günlük yaşamını yönetilmesi için uygun beceriler edinmesi gereklidir. Bu yüzdendir ki, Dehb tanısı almış bireylerin tedavi aşamaları bir çok alanda olduğunda fayda sağlanmaktadır. Tek başına ilaç yardımının yeterli olmadığı görülmüştür. Dehb ile ilgili yapılan klinik çalışmalarında, çocuklar ve yetişkinlerin özellikle günlük yaşam becerilerinde sorun yaşadığı gözlenmiştir. Bireyler uyarıcılara çok açık, istemsiz hareketlilik hali içindedir. Dikkat sürelerinin uzatılması ve edimleri kontrol altına alabilen çalışma ve egzersizlerin geliştirilmesi ile bireyde Dehb’in oluşturduğu olumsuz etkiler azaltılmaya çalışılmalıdır. Bu beceriler psikoterapi ile mümkün olmaktadır. Tanı alan bireyle bireysel psikoterapi yürütmek, aynı zamanda aileye problemle ilgili psikoeğitim sağlamak ve ev içi egzersizlerle çocuğu bütüncül çerçevede desteklemek, bire bir ders takviyesi ile eğitsel destek sağlamak ve öğretmenlere müşavirlik etmek, problemin etkilerini ciddi düzeyde değiştiren tedavi aşamalarıdır. Tedavinin büyük kısmının psikoterapiden oluştuğu aşikârdır. Ayrıca ilaçsız takviyeler, bireyin motivasyonunu ve kendine olan güvenini ilaca göre daha yüksek düzeyde tutmasına yardımcı da olmaktadır.

DEHB Tedavisinde En Sık Kullanılan İlaçsız Psikoterepi Yöntemi: Attentioner DEHB

  • Çocuk ve ergenler için geliştirilmiş nörogelişimsel tabanlı Attenioner Programı ile Dehb sorununa ilaçsız çözüm sağlanabilmektedir.
  • 7-18 yaş aralığına uygulanmaktadır.
  • Yapılandırılmış 15 oturumu kapsamaktadır.
  • Haftada bir kez çocuk veya ergenle yapılandırılmış seanslar gerçekleştirilmektedir.
  • Aile oturumlarında, ev içi egzersiz ve aktivitelerle, çocuk veya ergen oturum dışında da desteklenmektedir.
  • Dehb tanısı almış çocuklara uygulanmasının yanı sıra tanı almamış ancak dikkat becerilerini iyileştirmeyi hedefleyen çocuklarda da uygulanmaktadır.
  • Programın amacı, bireyin dikkat süresini uzatmak, dikkatlerini daha iyi toplamalarını sağlamaktadır.
  • Kendi başlarına problem çözme becerilerini desteklemektedir.
  • Dürtü kontrolünü sağlamaktadır.
  • Sorun çözme becerisinin gelişmesiyle öfke kontrolü de sağlanmaktadır.
  • Çocuk ve ergenle program boyunca hayatın tüm becerileri deneyimlenmektedir.
  • Günlük yaşam becerisi artmaktadır.
  • Bireyin motivasyonu desteklenmekte ve ayrıca kendine güveni artmaktadır.

Attentioner Dehb, etkililiği kanıtlanmış ve bireylere çözüm sunan bir programdır. İlaçsız çözüm sağlaması ve çözümlerin kalıcı olması, ebeveynler tarafından tercih edilmesini sağlamaktadır.

 

EMDR AFİŞ_800x450 27 Oca 2022

BY: admin

Genel

Comments: Yorum yapılmamış

Emdr Terapisi Nedir?

Emdr Terapisi, öncelikle bir psikoterapi tekniğidir. Türkçe açılımı, Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme anlamına gelmektedir.

Beyin, Adaptif Bilgi İşleme Modeline göre günlük yaşamda birçok bilgiyi işlemektedir. İnsan öğrenen bir varlıktır ve en kalıcı öğrenmeler yaşantılarımızdan ortaya çıkmaktadır. Gün içerisinde birçok duygu, düşünce, imgeler ve beden duyumlarını deneyimleriz. Beynin işleme sisteminde karşılaşılan her deneyim kişi için işlevsel ve uyumlu hale getirilir. Emdr Terapisine ve bu işleme sistemine göre yaşanılan bazı olumsuz olaylar, anılar ve deneyimler sağlıklı işlemler görmez. Birey yaşadığı duyumları duygu ve düşünceleri ne yaşamına sağlıklı entegre edebilir ne de bu yeni yaşantıdan sağlıklı sonuçlar çıkarabilir. İşlevsel halde bulunmayan bu yaşantıların ise ya tamamı ya da bazı kısımları bireyin yaşamında sürekli canlı halde kalır ve etkisini çoğu zaman hiç kaybetmez. Sizler de bu tür yaşantılarınızdan dolayı ve hatta farkında olmadan şu cümleleri kurmuş olabilirsiniz. Geçmişi unutamıyorum. Sürekli geçmişte bir parçam var gibi. Bazı anılar hiç etkisini kaybetmiyor. Geçmişin acıları hiç silinmiyor aksine düşündükçe daha çok acıtıyor…

Görüldüğü gibi olumsuz yaşantılar bazen farkında olarak bazen olmadan yaşamımızda var olmaya devam etmektedir. Olaylar geçmektedir ancak olayların bıraktığı izler, oluşturduğu anlamlar, hissettirdiği olumsuz, uyumsuz duygular kişiye eşlik edebilmektedir.

Emdr Terapisine göre kişinin yaşamında var olmuş olumsuz yaşantılar, günlük yaşamımızdaki rahatsızlıkların temelidir. Travmatik anılar, acı bırakan olaylar, beynin işleme siteminden sağlıksız, işlevsel olmayan halde geçmiş deneyimler, uyumsuz duygu ve düşüncelerle kendini göstermektedir.

Örneğin: dokuz yaşında babanız sizi herkesin içinde küçük düşürmüş ve aşağılamış birçok yaşantıya maruz bıraktıysa, siz kendinizi otuz iki yaşında hala değersiz ve yetersiz hissedebilirsiniz. Hatta kendinize her olay karşısında, ben değersizim atfında bulunabilir, bedeninizin hep aynı bölgelerinde belirgin somatik ağrılar hissedebilirsiniz. Bu demek oluyor ki olumsuz yaşantılar size günlük yaşamınızda bazı izler bırakmakta ve benzer olay örgüleri ile karşılaştığınızda işlevsel olmayan bakış açıları belirmektedir. Bir başka deyişle; travmatik anılarınızın acıları, günlük yaşamınızdaki başka anlarınızdan tetiklenerek ortaya çıkmaktadır.

Emdr terapisi, zamanında sağlıklı işlem görmemiş anıların yeniden işleme sürece alınmasını sağlamaktadır. Kişide rahatsızlık oluşturan duygular, düşünceler geçmişe dayanıyorsa bu rahatsızlıkların giderilmesi de geçmişteki atıfların değiştirilmesine bağlı olacaktır. Emdr Terapisi ile bireyin travmatik yaşantıları yeniden işlendiğinde, günlük yaşamdaki bakış açısı olumlu ve sağlıklı yönde değişmekte, uyumsuz düşüncelerden sıyrılmaktadır. Geçmişin acı anıları artık kişi ile devam etmiyor olmaktadır. Rahatsızlıkların azaldığı bu yöntemde sadece geçmiş anıların etkileri azaltılmakla kalınmamaktadır. Artık geçmişine şefkatle bakan bir birey, şimdi ve gelecekte daha umutlu hislerle yaşamını sürdürmektedir. Odağı artık şimdi ve gelecektedir..

Emdr terapisinin çalışma anıları genel olarak geçmiş ve travmatik anılardır dedik. Daha geniş perspektifte Emdr yöntemi; doğal afetler, kazalar, ölüm ve kayıplar, istismar ve tacizler, savaşlar başta olmak üzere çocukluk çağında günlük yaşam işlevselliğini bozmuş her türlü anılarla çalışmaktadır.

Emdr Terapisi ne kadar sürer?

Emdr, kısa süreli çalışılan ve konuşma terapisi olmayan bir yöntemdir. Çift yönlü uyarımlarla beynin yeniden işleme sürecini aktif kılmak ve sağlıklı işlevsel bakış açıları geliştirmek amacı güder. Emdr yönteminde anıyı duyarsızlaştırma ve yeniden işleme sürecinin belli aşamalarla izlenen protokolleri vardır. bu protokoller doğrultusunda süreç devam etmektedir. Anı işleme süreci, anı ağlarının yoğunluğuna ve çokluğuna, danışanın stabilizasyonuna göre değişebilmektedir. Ayrıca danışanlar bazen süreçle ilgili her hangi bir yan etki olup olmadığını merak ederler. Özellikle çocukluk ve ergenlik yaş döneminde bulunan çocukları için ebeveynler bu merakı taşıyabilmektedir. Burada yapılan psikolojik müdahale, kişiye asla zarar vermez. Yapılan kontrollü araştırmalar sonucunda, Emdr Terapisi, kısa sürede sonuç alınan, etkililiği yüksek ve birçok dünya sağlık örgütü tarafından onaylanmış terapi yöntemi olarak gücünü korumaktadır.

‘Geçmiş asla ölü değildir, hatta geçmiş bile değildir’ sözü ne çok şey anlatır.

Yaşanan olayları geriye çeviremeyiz ancak birlikte anlamlarını değiştirebiliriz.